25 Şubat 2013 Pazartesi

34. Hafta Bebeğim ve Ben

Merhabalar,
Bu haftaya hastalıkla başladım, hem de evin altında. Faranjitim azdı işte, evet dışarıda kar var soğuk ama benim de soğuk ve kışla işim yok işte. İlaç kullanamamak ayrı dert, öksürünce ağıran karnının daha da ağırması apayrı bir dert, hele de gece öksürükten uyuyamamak tuz biber. Allah'tan kısa sürede tedavi yöntemimi keşfettim. Adaçayı her zaman iyi gelmiştim bu öksürüklere ama hamile kalınca ada çayının fazla içilmemesi gerektiğini duymuştum. Ben de içmedim elbette, ama gargara yapabilirim di mi içmeksizin. Ben de bunu yaptım işte. Adaçayını öyle sallama değil, ot şeklinde aldım faydası daha çok olsun diye. Sonra çayı demleyip soğuttum sık sık gargara yaparak faranjitimi atlattım. Allah hiç bir hamileyi darda koymasın hastalık konusunda.
Rutin kontroller gerçekleşti yine artık hangi doktora, hangi hastaneye gittiğimi söylemiyorum çünkü bir devlet bir özel çift dikiş gidiyorum işte :) Çok da mantıklı değil aslında. Aynı şeyleri yapıp aynı şeyleri söylüyorlar bense boşuna yoruluyorum ama bunu tabi sona doğru anlıyorsunuz. Bakalım hangisinde karar kılacağım, hala nerede, nasıl doğum yapacağıma tam karar veremedim. Epidural ile normal doğum en mantıklısı ama hayırlısı elbette.
Nefes almak epeyce zorlaşıyor, hele de yemek yiyince bir eziyet halini alıyor. Az az sık sık yemek lazımmış ama bakalım az az sık sık yiyebilecek nefsi taşıyor muyum? Sevdiğim bir şey olunca çok çok yiyorum sonra da nefes alamıyorum uyuyamıyorum vs. Yavaş yavaş kilo almaya da başladım işte iyi bir şey mi kötü mü bilemiyorum ama alış hızı yüksek sanırım. Reflü yine beni mahvediyor. Yüksek yastık ve gavisgon dikleyerek üstesinden gelmeye çalışıyorum. Bu arada doğru duydunuz ilacı kaşıkla içmiyorum. Alkolikler böyleceplerinden minik şişeler çıkarır dikler ya aynen ben de o durumdayım :) Dr. House'u aratmıyorum ilaç kullanımı konusunda kaç şişe içtim inanın saymadım. Rahatlatıyor şükür ki, o iğrenç tadına rağmen iyi ki varsın gavisgon, seni seviyorum.
Hadi çok çok öptüm... :P