1 Ekim 2013 Salı

Bebeğimin Sünneti

Bebeğim hayatının 3. gününde erkek oldu :)

Sünnet konusunda hep çocukların acı çekmesinden dolayı ve adı üstünde sünnet farz değil ki diyerekten çocuğumu sünnet yaptırmam derdim. Ama bekara karı boşamak kolay işte. Erkek çocuğunuz olunca bu konuda duyarsız kalamıyorsunuz. Sonra uzun bir süre araştırdım. Bebekler doğdukları zaman ağrı hissetmiyorlarmış. Bu doğumda da kafalarının o kadar bükülmesinden ve oraları buraları çekiştirilmesine rağmen sesleri çıkmamasından anlaşılabilir sanırım. Bebek ağrı hissetmiyor da ben bakabilecek miyim sorusu var. Küçük bir et parçası olsa da sonuçda  deneyimsiz bir anneyim. Hayatım boyunca bir kez kuzenimin ve bir kez de yeğenimin altını değiştirdim o da sadece çiş yapmışlardı. Yaşım birinde 7 diğerinde 17 idi. Şimdi ben altını her durumda değiştireceğim ve bir de mikrop kaptırmamam gereken yara var, zor iş diye düşündüm. Araştırmalar karar vermemde çok işe yaramadı. Canlı olarak birilerine danışmak da istedim.

Eşimle hastanede sünnet konusu açılınca bebek hemşiresine bir soralım dedik. O da bebekleri günlük kontrolüne gelen çocuk doktoruna bizi yönlendirdi. Doktor bize ağrı duymayacağından, daha iyi olacağından falan bahsetti ama o da çocuk cerrahının bu işi daha doğru anlatacağına inandığını söyleyerek bizi çocuk cerrahına yönlendirdi. Devlet dairesi gibi oradan oraya yönlendirildik. Tek farkla biz sabit hastanedeki odamızdayken onlar bizi ziyarete geliyorlardı. Daha sonra çocuk cerrahı gelerek opereasyonun çok kısa süreceğinden, canının hiç acımayacağından ve sağlık açısından çok iyi olacağından bahsetti. 

Yeni doğan sünneti lokal anestezi ile yarım saat bile sürmedi. Kesik, dikiş olmadan şeffaf yara bandı ile bantlanmıştı. Bu bant benim yaramda da boylu boyunca vardı, Böylece banyo bile yapabiliyorsunuz. Gayet güzel bir keşif. Doktor 3-5 günde kendiliğinden düşer dedi ama bebek devamlı çiş yaptığından sanırım ilk gün hemen düştü. Doktorumuzu arayıp durumu sorduk, birşey olmaz dedi, olmadı da. Böylece minik yavrumuz hayatı boyunca hatırlayamayacağı ama mecburen bu acıyı çekmesi gerektiği bir yükümlülükten kurtuldu. 

Temizlik ve hijyen olayına gelince; zaten bebeğin göbeğini hergün pansuman yapıyorsunuz. Aynı şekilde her sabah ilk bezinde de sünnetini pansuman yapıyorsunuz ve birşeyle de kapatmanız gerekmiyor, zaten bezliyorsunuz. Yorucu olmuyor hem anne hem de bebek için. Ayrıca sünnetsiz çocuğun temizliği daha zor oluyormuş (Öyle duydum).

Bu işin tek zorluğu bebeği sizden alıp yarım saat sonra getiriyorlar. Bu süreç de bebeğe mama verip lokal anesteziden önce tok olmasını sağlıyorlar. Operasyon 5 dakika. Ama bu yarım saat size dünyanın en uzun zamanı gibi geliyor. Ağrılarıma rağmen koridoru 4-5 kez gidip geldiğimi hatırlıyorum. Anne yüreği işte.

Şimdilik bu kadar. Diğer yazım bezlenme ile ilgili olacak. Hadi grş. Çok çok öptüm. Taze anne... :P

24 Eylül 2013 Salı

41. Hafta Bebeğim Ve Ben (40+4) - Ve Bebek gelir...

Hey Millet,

Sonunda bebeğime kavuştum. Artık bir adı da var. "KADİR"

Nasıl oldu. Normal doğum olmadı öncelikle. 40+3 de doktora gittik bu ne zaman gelecek diye. Çünkü hiçbir sancı, ağrı vs. birşey yoktu. NST falan alındı. Doktorumuz "Herşey normal, sadece kanala henüz kafası girmemiş. Bunun için de artık beklemeyelim isterseniz, karar sizin." dedi. Eşimle bayağı bir düşündükten ve ben sezeryan yapan tüm tanıdıklarımla hastane bahçesinden telefonla konuştuktan sonra kararımı verdim. Hergün hastaneye gelip NST çektirmek, kalbi duracak mı, birşey mi olacak endişesi yaşamak ve artık insanları bekletmemek adına sezaryana karar kıldım. Öğleden sonra olduğu için ertesi sabahı beklememizi uygun gördü doktorumuz ve hastaneden ayrılıp eve geldik.

Artık hastanede 3 gün kalacağımız için hazırlıklara başladım. Bebek ve kendim için çantalar hazırladım, kontrollerini yaptım. Aç kalmaya başlamadan önce iyice bir karnımı doyurdum. Su içmemezlik yapamadım çok fazla ama yine de eşim izin vermedi. O gece yarı uyudum yarı uyumadım. Sabah hazırlıkları son kez kontrol ettim. Hastaneye giderken makyajım, saçım her ayrıntıyı düşünerek hazırlandım. Sabah 7 buçukta hastanedeydik. Yollar boştu rahat bir yolculuktan sonra güzel bir günde hastaneye vardık. İlk önce bizi çok ufak bir odaya aldılar sezaryanlı hastaları bu odalara almadıklarını bizi de çıkan hastanın ardından büyük odaya alacaklarını söylediler. Hasta bakıcılar gelip ameliyat hazırlıklarını yaptı. Bu süreç oldukça yorucu ve yıpratıcı. Vücudunuzda girilmedik delik bırakmadıkları gibi içinizde de birşey bırakmıyorlar. Sonra NSTye bağladılar fakat bu kez elime buton vermediler. Ameliyat önlüğümü giyindirdiler. Ardından ameliyata katılacak olan anestezist geldi. Epidural ve normal anestezi hakkında bilgi verdi. Genelde epidurali tavsiye ettiğini söyledi. Ben de korkarak ama en mantıklısının epidural olduğuna ikna olarak, kararımı verdim ve belgeleri imzaladım. İyi ki de epidural oldu. Genel anesteziden sonra gördüğüm birkaç yakınımın izdirabından zerre kadar çekmedim. Çok rahattı. Sonra 8.55 gibi beni doğuma aldılar.

Tekerlekli sandelyeyle masanın yanına kadar gittikten sonra masaya aldılar. Masanın kenarına oturttular ve bir hemşire bana kolunu uzatarak sıkıca tutmamı istedi. Bu sırada epidurali gerçekleştirdiler. Bu kadar basit olabileceğini asla tahmin etmemiştim. Ben hazırım dediğimde onlar işi bitirmişlerdi. Daha sonra masaya uzandım ve doktorum içeri girip bana selam verdi. Bana sadece dokunuşları hissedeceğimi ve ağrı hissedersem onları uyarmam gerektiğini söyledi. Öyle de oldu. Kesildiğimi dokunuşlarını herşeyi belli belirsiz hissettim. Bir ara fazla hissedince söyledim, biraz daha uyuşturdular beni. İlginç bir deneyim oldu. Sonra bebek kafamın yanındaydı. Kapkara birşeydi, o an gözümün önünden gitmeyen anlardan, yanağıma deydirdiler yanağını ve ben de öptüm. Sonra bebeğim gitti. Telefonda birisine bebeğimle ilgili bilgiler verirlerken o bilgileri de duydum. Sağlıklı erkek, 3.200 gr, 51 cm. Gülşah Bebek dediler ona :)

9.45 gibi odaya aldılar beni. Herşey o kadar çabuk oldu ki. Bir an önce bebeğime kavuşmak istedim. Tüm bunlardan sonra eşimden ameliyathaneye girişimle bebeğin çıkışı arasında 5 dk gibi bir süre olduğunu öğrendim. Kesmek kolay dikmek zor sanırım :)

Hastaneyi ve doktorumu değerlendirmem gerekirse şunları söylemem gerekiyor. Doğum ücretinin bir kısmı SGK tarafından karşılanıyor. Yeni doğan ünitesi var ve tüm personel bayan. Ayrıca arabamı nereye parkedeyim derdi yaşatmayan bir bahçesi mevcut. Bu sizin doğum öncesi ve sonrası yürümeniz ve bir hava alabilmeniz açısından da önemli. Bunlardan dolayı hastanemi herkese tavsiye ediyorum. Doktorum Nihal Çakır çok cana yakın bir insan değil. Ama işini yapıyor işte. Bundan dolayı ne övebilirim ne de yerebilirim.

Şimdi kucağımızda Kadir'imiz var çok şükür.

Eee bebeğimiz de oldu artık sizlerle deneyimlerimi kısım kısım paylaşacağım. İlk deneyimim Kadir'in sünneti ile ilgili olacak. Uzun uzun yazacağım için burada yer veremedim.

Görüşmek üzere... Dualarınızı benden ve bebeğimden eksik etmeğin.

Taze anne :)

40. Hafta Bebeğim Ve Ben

Merhabalar,

Hamilelikte 40. hafta oldu ve bende ne sancı var ne bir tepki. Sanki hiç doğuramayacakmış gibiyim. Galiba bundan sonra böyle şişko bir hayat süreceğim :) Karnım o kadar büyüdü ki, doktorun söylediğine göre bebeğin ağırlığı 3 kilo civarında olmuş. Bebeğim şişko değil ama aldığım bu kilolarla akibetim ne olacak. Şu anda 72 kiloya çıktım. Hamilelik başlangıç kilosuna göre 10 kilo almış oldum. Ama 62 kilodan 56 kiloya düştüğüm düşünüldüğünde toplamda 16 kilo almış oldum. Başlangıçta ne kadar zor ve istemeden olsa da iyi ki kilo vermişim diyorum. 62+16=78 kilo olacaktım 80'e 2 kala :) Daha çok kilo alabileceğimi düşünemiyorum bile. 

Bebeğim her an gelebilir. Akrabalar toplanmaya başladı. Annem zaten bizdeydi ve şimdi kayınvalidem ve kayınpedirim de geldiler. Bir haftadır bebeği bekliyoruz ve o da inatla gelmeyi reddediyor. Doktorumuz herşeyin yolunda ve normal olduğunu, beklememiz gerektiğini söyledi. Aslına bakarsanız bebeğin çok geç kalması da iyi değilmiş, herşeyin zamanında olması gerekiyor. Anne karnında gereğinden fazla kalan bebeklerin, dışkı çıkarma ihtimalleri varmış. Bu dışkı anne karnında çıkarıldığında, aynı sıvı içerisinde soluk alıp veren bebeğin ciğerlerine kaçabiliyormuş. Sonrası malum hem bebek hem de anne için zor bir süreç.

Normal olan herşey arasında ben yokum sanırım. Uyku yok, yemek yemek istiyorum ama istediğim kadar yiyemiyorum. Sadece şu var inanılmaz enerji doluyum :)




  

39. Hafta Bebeğim Ve Ben

Selam millet,

Hamilelikte 39. haftaya geldim ve hala hamileyim. Bebeğim yerinden memnun. Bu hafta lenslerimi kullanmak birazcık sıkıntı olacak galiba. Sanki gözlerimde bahsedilen ama şimdiye kadar olmayan o kuruluk başladı. Ama ben inatla lenslerimi kullanmaya devam ediyorum. 

Bugünlerde içimi kemiren en büyük korku doğum zamanı geldiğinde eşimin benim yanımda olmaması. İstanbul'da eşimin iş yerinden eve gelmesi trafiğe göre 1 ile 2 saat arasında değişebiliyor. Bu nedenle doğum başladığında o gelemeden hastaneye gitmek durumunda kalabilirim. Allah'tan annem yanımda yakınımda, benimle birlikte bebek bekliyor bana destek oluyor. Yoksa bu düşünce benim için çok daha büyük bir sıkıntı olurdu. Yine de o an eşimin yanımda olması beni daha çok rahatlatacaktır. 

Bu aralar telefonda oyun oynamaya takmış durumdayım. Gece uyuyamayınca yapabilecek de başka birşey bulamıyorum. Sağa dön, sola dön, sonunda telefonu eline al ve oyna modundayım. En favori oyunum şu an Candy Crush. Tek sıkıntı oyunun süreli olmasından beklemek durumunda kalıyorum. Bu süreçte de bebekle ilgili bakımı nasıl olacak falan diye kitaplar ya da internetten birşeyler okuyorum. 

38. Hafta Bebeğim Ve Ben

Selamlar millet,

Bebeğimin ağırlığı gittikçe artıyor. Bu hafta zaten artık kritik durumlar da arkamızda kaldı. Artık bebeğimiz gelirse gayet sağlıklı bir şekilde hayatını devam ettirebilecek. Boyu artık çok fazla uzamayacakmış, ama 1-2 cm de uzar heralde. Artık hareketleri bacağını sağ boşluğuma bastırıp poposuyla da göbek hizamda hareket ettirmesinden ibaret. Doktorumuz şöyle bir uyarıda bulundu: " Hareketlerinin azaldığını hissederseniz takibi arttırın, uzun süre hareket etmezse gelin bir NST yapalım, beraber takip ederiz." Bu uyarı aslına bakarsanız birazcık insanı devamlı takibe itiyor. İnternetten araştırdım bu iş için steteskop falan kullanılması çok uygun olmuyormuş. Zaten kayınvalidemde denemiştim ben daha önce kalp atışlarını duyarım diye ama olmadı. Sonra eski ebelerin kullandığı kalp atışı dinleme aleti adı herneyse ya da durun bir bakayım neymiş :) Bulamadım. Artık bir bilen söylesin ne diyeyim. Biraz uzmanlık gerektiriyor anladığım kadarıyla. Bu arada NST için sürdükleri jel de bayağı iğrenç birşey bir de hiç normal sürmüyorlar resmen boca ediyorlar. Ama yapılabilecek birşey yok. Yeter ki kıyafetlere değmesin beyaz leke bırakıyor. Bir daha yıkamak gerekiyor. Ardında da cildiniz de yapış yapış hissi bırakıyor. Eve gelince banyo şart yani.

Bu arada paragrafın başında bebeğimin ağırlığı gittikçe artıyor yazmıştım ya benim ağırlığımdan da bahsedeyim. Ben çok şişko oldum artık. Yarım dünya dedikleri bu olsa gerek :) ilk aldığım hamile kıyafetlerine sığamıyorum. Allah'tan bir iki tane L hamile kıyafeti almıştım ve bana hediye de gelmişti. Onları giyinip duruyorum. Gardolabım azaldıkça ne giysem düşüncesi de yalan oldu. Bu da bir rahatlık aslına bakarsanız, acaba tüm kıyafetlerimi atıp 3 adet kıyafetle mi kalsam :)

Bu ağırlıklarla artık plates de yapmıyorum, çoğunlukla da yürümüyorum. Karın ağrılarımdan dolayı zaten doktor kendini zorlama dinlen dedi. Ama bir yerde olmuyor işte. Çocuk için doğum için çıkıp birşeyler almak gerekebiliyor.

Doğumu Özel Türkiye Gazetesi Hastanesinde yapmaya karar verdik sonunda. Ama hala aklım İstinye Devlet Hastanesindeki doktorum sevgili Beyhan hanımda. Cidden süper bir doktor. Herşeyi açıklıyor, dalga geçmeden sorulara cevap veriyor. Sizi ve bebeğinizi ciddiye aldığını görmek çok güzel. İmkanı olanlara tavsiye ediyorum. Dr. Beyhan Badoğlu süper bir doktor.

Hadi dualara devam tabi yazılarımı okumaya da...

37. Hafta Bebeğim Ve Ben

Merhabalar,

Bu hafta size çok güzel şeylerden bahsedemeyeceğim. İdrar kesem artık birikim yapamıyor. Önce midemi bastırıp durdu yemek yiyemez oldum, şimdi de idrar keseme baskı yapıyor. Durumu siz hayal edin. Sevgili eşim de durmadan dalga geçiyor. Yok kaç defa gittim geldim, yok yataktan tuvalete bir hortum bağlayacakmış falan. Ama en gıcığı evden çıkarken bak yolda yapamazsın bir tuvalete gir istersen demesi. Sanki ben çocuğum :) İleride bahseder güleriz artık ama şu an bir tek o gülüyor. Samimi olarak söylemek gerekirse ben de daha sonra içten içten gülüyorum kendi halime. Şişko, çişini tutamayan devamlı sokakta bir şeyler yemek isteyen ama alıp da asla bitiremeyen bir tip. İçimdeki çocuk ruhuma mı karıştı ne :)



Bunlar bir yana bebeğim olması gereken pozisyonda, normal doğum için hazırlıklarını yapıyor. Artık çok hareket etmiyor dönmeler falan yok. Ama oradan buradan devamlı olarak bastırıyor, beni dışarı çıkarın diye :) Bebek kalp ritimlerini haftada 1 kez 20 dk'lık dinlemeler başladı. İlki çok duygusaldı sevgili eşimde yanımdaydı ve bize ait bir odada beraber dinledik. Hareket ettikçe butona bastım. Allah'tan daha önce bir arkadaşım beni uyarmıştı. Çikolatalı birşeyler ye bebekte enerji olsun da hareket etsin diye. Bu arada bu tavsiyeyi yapan arkadaşım bekar bir erkek :) şaka gibi değil mi? Ama gerçekliği şu ki ablasıyla gittiği bir doktor randevusundan edindiği deneyim bu. E bana da yaradı elbette.

Eğer NST için doktora gidiyorsanız önce iyice bir yemek yiyin. Sonra çikolatalı birşeyler yiyip, için sonra doktorunuza gidin benden söylemesi.

Herşey yolunda çok şükr. Hadi grş.

36. Hafta Bebeğim Ve Ben

Merhaba Saygıdeğer okurlarım ve de okumazlarım :)

Geldik 36. haftaya. Erkek bebek bekleyen annelerde 38. hafta doğum sık görüldüğünden ben de gözü korkmuş bir şekilde bekliyorum. Normal doğumda hala ısrarcıyım. Okuduklarıma göre anne yani ben ve bebek yani karnımdaki sevimli yaratık için en iyisi bu. Peki dedim suda doğum, epidural normal doğum vs. nasıl bir doğum yapmam lazım. Ama bu konuda çok da karar veremedim. Arkadaşlarımın deneyimlerini sordum, e bu devirde normal doğum yapan da bulmak zor ya :)

Öncelikle epidural normal doğum yapan çok sevdiğim ve güvendiğim bir arkadaşım eşinin de doğumda yanında olduğundan, çok güzel bir doğum yaptığından, ağrı hissetmediğinden bahsetti. Bu bana çok inandırıcı gelmemişti ki başka bir arkadaşım da ki bu arkadaşım çok abartır herşeyi ağrısız doğum yaptığından benim de kesinlikle epidural olmamda da ısrarcı. Ben de düşününce bu deneyimi gerçekleştirmeye karar verdim. Evet doğum tercihim "epidural normal" doğum şeklinde olacak. Elbette bana sorarlarsa :)

Evet iyice karnım büyüdü yemek yemek istiyor ama yiyemiyorum. Azıcık yiyince doymuyorum ama yediklerim boğazıma kadar geliyor. Midemde yer yok. Bebek heryeri kaplamış durumda. Üstüne üslük bir de bastırıp duruyor sağ boşluktan. Ben de geriye itiliyorum. Ama sanırım inatçı olacak o da geriye itiliyor. Gece bacağımı kolumu nereye koyacağımı bilemez oldum. Hala bacaklarımın arasına ortapedik yastık koyuyorum.

Bu haftalık da bu kadar... Çok çok öptüm :P Dedikoducu kız


8 Mart 2013 Cuma

35. Hafta Bebeğim ve Ben

Merhabalar Saygıdeğer Okuyucularım,

Bu hafta pek bir şey olmadı. Aynı rahatsızlıklar devam ediyor işte. Bu nedenle size araba kullanımından bahsetmek istiyorum. Araba aldık da kullanabildim mi? Hayır. Neden? Çünkü isim vermeyeceğim :P bazı insanlar aman erken doğurur kullanma olayına girdi, beni de şüpheye düşürdüler. Sonra bayağı bir araştırdım araba kullanmanın hamile bir kadın üzerinde pek bir etkisi yok. Kısacası durumu şöyle değerlendirmek lazım. Arabanın ön koltuğunda otururken başınıza gelebilecek her şey şoför koltuğunda oturduğunuzda da başınıza gelebilir. Sadece dikkat etmeniz gereken nokta sancı gelmesi durumudur. E herhâlde hiç kimse de sancıları tutacağı bir durumda arabaya binip tek başına seyahat etmez.
 
Önemli olan sancılı bir durumda bile olsanız yanınızda birinin olması ve dikkatinizi toplayacak bilinçlilikte olmanız. Ayrıca emniyet kemerinizi takmayı da asla ihmal etmeyin. Hamilelikte emniyet kemerini takarken dikkat etmeniz gereken şey şudur. Üsten gelen bandın her zamanki gibi göğüs aranızdan geçmesi ve göbeğin yan tarafından aşağı inmesidir. Alt bantta dikkat etmeniz gereken kısım ise banttın tamamen göbeğin altında olmasıdır. Çünkü kaza anında bebeğe baskı yapmasını istemeyiz. Bu arabadaki tüm konumlarımızda böyle olmalıdır.
 
Şoför koltuğunda dikkat etmemiz gereken bir nokta da direksiyonun en üst konumda konumlandırılmasıdır. Sonuçta yine kaza anında karnımıza baskı yapmasını istemeyiz. Bu önlemleri aldıktan sonra istediğiniz gibi davranabilirsiniz.
 
Bu haftalıkta bu kadar yine görüşmek üzere...

25 Şubat 2013 Pazartesi

34. Hafta Bebeğim ve Ben

Merhabalar,
Bu haftaya hastalıkla başladım, hem de evin altında. Faranjitim azdı işte, evet dışarıda kar var soğuk ama benim de soğuk ve kışla işim yok işte. İlaç kullanamamak ayrı dert, öksürünce ağıran karnının daha da ağırması apayrı bir dert, hele de gece öksürükten uyuyamamak tuz biber. Allah'tan kısa sürede tedavi yöntemimi keşfettim. Adaçayı her zaman iyi gelmiştim bu öksürüklere ama hamile kalınca ada çayının fazla içilmemesi gerektiğini duymuştum. Ben de içmedim elbette, ama gargara yapabilirim di mi içmeksizin. Ben de bunu yaptım işte. Adaçayını öyle sallama değil, ot şeklinde aldım faydası daha çok olsun diye. Sonra çayı demleyip soğuttum sık sık gargara yaparak faranjitimi atlattım. Allah hiç bir hamileyi darda koymasın hastalık konusunda.
Rutin kontroller gerçekleşti yine artık hangi doktora, hangi hastaneye gittiğimi söylemiyorum çünkü bir devlet bir özel çift dikiş gidiyorum işte :) Çok da mantıklı değil aslında. Aynı şeyleri yapıp aynı şeyleri söylüyorlar bense boşuna yoruluyorum ama bunu tabi sona doğru anlıyorsunuz. Bakalım hangisinde karar kılacağım, hala nerede, nasıl doğum yapacağıma tam karar veremedim. Epidural ile normal doğum en mantıklısı ama hayırlısı elbette.
Nefes almak epeyce zorlaşıyor, hele de yemek yiyince bir eziyet halini alıyor. Az az sık sık yemek lazımmış ama bakalım az az sık sık yiyebilecek nefsi taşıyor muyum? Sevdiğim bir şey olunca çok çok yiyorum sonra da nefes alamıyorum uyuyamıyorum vs. Yavaş yavaş kilo almaya da başladım işte iyi bir şey mi kötü mü bilemiyorum ama alış hızı yüksek sanırım. Reflü yine beni mahvediyor. Yüksek yastık ve gavisgon dikleyerek üstesinden gelmeye çalışıyorum. Bu arada doğru duydunuz ilacı kaşıkla içmiyorum. Alkolikler böyleceplerinden minik şişeler çıkarır dikler ya aynen ben de o durumdayım :) Dr. House'u aratmıyorum ilaç kullanımı konusunda kaç şişe içtim inanın saymadım. Rahatlatıyor şükür ki, o iğrenç tadına rağmen iyi ki varsın gavisgon, seni seviyorum.
Hadi çok çok öptüm... :P

10 Ocak 2013 Perşembe

33. Hafta Bebeğim ve Ben

Merhabalar,
Bu hafta çok bir şey olmadı aslına bakarsanız, sadece zaman daralıyor işte. 50 günün altına düştük. Yatak odamız, kıyafetlerimiz her şeyimiz hazır. Bana yapılması gereken hazırlıklar kaldı. Onun için de annemin gelmesini bekliyorum. Bana neler alacağız. Aslında bir çoğu var ama kendim için yeni şeyler istiyorum. İnsan kaç kez ilk defa doğum yapabilir ki ilk olmasa bile kaç kez doğum yapar işte. Eşim ve tüm erkekler bunu anlamaz onların ilkleri çok fazla değil, detaylara önem vermezler, tipik bir durumdur bu :)
Evet neler alacağım konusuna gelince; bir adet sabahlıklı lohusa geceliği istiyorum. Emzirme konusunda kolaylık sağlayacak bir model seçmek lazım önden ya da göğsün ikili yanından düğmeli olanlardan tercih edeceğim. Bir adet beyaz üzerine kırmızı işlemeli ya da dantelli çift kişilik nevresim takımı. Eee fotoğraflar çekileceğiz eve gelince güzel ve yeni bir nevresim çok da fena olmaz. Ayrıca hastanede kullanmak için mutlaka kırmızı detayları olan tek kişilik bir nevresim ya da pike takımı. Hastane nevresimlerindense kendi nevresimimi kullanmayı tercih ederim. Hastane için terlik ve havlu. Sanırım şimdilik bu kadarı yeter. Ama elbette ufak bir şal da almak lazım tüy bırakmayan cinsten, çünkü bebişimin burnuna tüyler kaçsın istemem. Bir ay kala bu hastane bavulu olayını halletmem lazım. Kapının kenarına koymak lazım kesin unutulur o bavul ama napalım unutmamaya çalışacağız işte :)
Bu aralar kan ilaçlarım bitti, doktor yazmasına rağmen alamadım. Çünkü Cumartesi günü yazmıştı ve ben de sonra alırım dedim. Çarşamba gününe kadar da dışarı çıkamadım. Sonuçta eczacı reçetenizin günü geçmiş dedi. 3 günmüş bir reçetenin geçerliliği. Tekrar da gidip yazdıramadım işte. Bu işin tek iyi yanı ise midem yanmıyor artık. Kan ilaçlarının mideyi yaktığı kesinmiş. Ben de pekmez yiyip duruyorum, durumu telafi etmek adına. Bakalım ne zaman alacağım ilacımı :)

Ayrıca şunu yazmayı unutmuşum. Doktor çalışan bayanlar için rapor yazmak gerekiyor dedi. 5 hafta daha çalışabilir raporu verdi bana. 37. haftadan sonra sanırım çalışmayacağım. Aslında çalışamayacak bir durumum da yok işimden dolayı ama olsun bakalım. Kanunlar karşısında boynumuz kıldan ince işte :)
Hadi bu haftalık da bu kadar görüşürüz...

3 Ocak 2013 Perşembe

32. Hafta Bebeğim ve Ben

Merhabalar,

Bu hafta kötüyüm diyerek başlamak istiyorum. Ama yine de yerimde durmadım hiç.

Yeni yıla girdik işte ama öyle çok eğlencelere akamadık bebekten ötürü. Eşim ve ben zaten kendi aramızdaki kutlamalardan daha çok zevk alırız. Bu yılbaşında da arkadaşlarımızı davet ettik. Arkadaşımızın eşinin doğum günüymüş. Onlarda misafirlikte iken benim de doğum günüm ama hiç kutlanmadı dedi. Bu da bana bir sinyal oldu ve kutlamalıyız havasına girdim. Zaten severim arkadaşımı kendimi her şeye rağmen bunu yapmaya istekli buldum. Sonuçta yeni yılda toplamda üç çocukları olan iki aile ile hem yılbaşı hem de doğum günü kutlaması yaptık. Ama bu hazırlık aşamasında kendimi bayağı bir yordum. Temizlik ve hamur işleri konusunda eşim yardım etti ama o işteyken yaptığım salatalar ve pasta almak için dışarı çıkışım beni yıprattı. Üstüne bayağı fazla merdivenleri olan bozuk bir yürüyen merdivenlerden de yürüyerek çıkmam beni mahvetti. O günden beri karnım ağrıyor ve dik yürüyemiyorum. Ağrım çok. Siz, siz olun dikkatli olun hiç çekilmiyor bu ağrılar. 

Yatakta dönmek, yürümek, kalkıp su almak bile daha da zorlaştı. Ailemden birileri yanımda olsaydı çok iyi olurdu ama maalesef öyle bir şansım da olmadı şimdilik. Annem bir aksilik çıkmazsa doğuma 20 gün kala gelecek. Ağrılarım 1 ay daha bekleseydi çok güzel olurdu. Ummaktan başka çarem yok, iyi olacağım. Doğuma kadar iyileşmem lazım daha alacağım çok şey var hazırlıklarım bitmedi. Başkasının aldıklarını genellikle beğenmediğimden dolayı eksiklerimizi ben kendim almalıyım :)

Biraz da güzel şeylerden bahsedeyim. Kontrole gittik, her şey yolunda ve güzel. Ultrasonda bacak kemiği ölçülüp kilo hesapları da yapıldı. 1900 gr çıktı benim bebeğim. Umarım sonuçta kilosuyla, sıhhatiyle güzel bir bebeğimiz olur. (Down sendromundan bahsetmek istemiyorum ve bahsetmemeye devam edeceğim, kafamda hep bu konu olmasına rağmen.) 

Haftaya görüşürüz...