5 Kasım 2012 Pazartesi

23. Hafta Bebeğim ve Ben

23. haftada bir çılgınlık yaptım. Allah'tan da başımıza bir şey gelmedi. Tavsiye etmiyorum. Ramazan bayramında çok önce Kurban bayramı için uçak biletlerimizi almıştık. O zamanlar bebeğin varlığından haberimiz yoktu elbette. Türkiye'de de malum, "erken al ucuz uç". Her neyse eşimin memleketine Trabzon'a uçtuk. Biliyorsunuz uçuşlarda bayanlara hamile misiniz? diye sorulur hep. E artık karnımdaki bombeyi saklıyamıyorum :) Hava alanında aklımda şimdi ya bizi almazlarsa korkusu varken check-in bankosuna yaklaştık. Kimse bu her zaman sorulan soruyu sormadı. Sorsa rapor alsaydın ya deseler ne eşimin dilinden kurtulabilirim, neden doktora gidip almadın diye, ne de güzel bir kurban bayramı tatili geçirirdik. Uçağa hosteslerle fazla göz göze gelmemeye çalışarak bindik. E tabi hava alanında acıkmam ve tıka basa yememden sonraydı bu olay :) evet artık tıka basa yiyorum ve doymuyorum. Karnım gerilip sanırım artık yiyemiycem diyene kadar yiyorum :)



Trabzon'da güzel ama bir o kadar da yorucu bir bayram geçirdik. Kurbandı, köydü, akraba ziyaretiydi derken İstanbul'a kendimizi zor attık. Güzel anılarla elbette. Bir gün Uzungöl'e gittik, eşim de ben de 10 sene olmuş gitmeyeli ve çok değişmiş oralar. Sizin için de güzel bir poz çektim elbette. Memleket tanıtımı yapalım değil mi? Su bisikletiyle gölde dolaştık, hava güzel olsaydı normal bisikletle de göl etrafında dolaşmak isterdim. Hava aslında çok da kötü değildi ama biz yazlıklarla o yüksekliğe çıkınca üşüdük biraz.

Hamileliğimin bu kısmına kadar bebeğimi çokça gezdirdim. Ağrı, Ağrı dağı, Kars, Erzurum, Iğdır, Doğubeyazıt, Artvin ki Arhavi'deki Mençuna şelalesine kadar çıktım, Trabzon, İstanbul... Belki de bebeğim gezgin olur ne dersiniz?

Bu arada size bir de kötü bir anımı anlatmak istiyorum. Biliyorsunuz bebeğimin downlu olma ihtimali var. Bu ihtimal dolayısıyla ne kadar takmasamda her dışarı çıktığımda down sendromlu çocuklar görüyorum. Kurban bayramı ziyaretinde de gittiğimiz bir misafirlikte bir aile geldi ve 25 yaşlarında down sendromlu bir çocukları vardı. Benim halimi düşünün. O konuştukça ve konuşturuldukça beni bir düşünün. Ama en çok annesi ve babasına baktım. Onların ne kadar tatlı insanlar olduğuna mükemmel bakmışlar, askere bile gitmiş düşünebiliyor musunuz. Yemin etmiş tabi sadece. Ne kadar duygusal durumlar. Allah'ım benim çocuğum hasta olmasın ne olur!!!


24. Hafta Bebeğim ve Ben

Bu hafta yaptıklarım daha doğrusu başardıklarımı anlatacağım size. Önce doktor randevumdan bahsedeyim. 22. haftada yaptırdığım detaylı ultrason sonucunu sonunda doktoruma gösterdim. Her şey normaldi zaten o da bir kez daha onayladı. Sonra kan ve idrar tahlili yaptık yine. Her şey yolunda ve ilaçlara devam dedi. Ultrasona girmeyi çok istemiyordum ama bu hafta da ultrasona girdim. Bebeğim ki aslında artık oğluşum diyebilirim sonunda. Başını aşağı ayaklarını yukarı verdi duruyor oralarda.

24. haftanın sonunda işime odaklanmaya karar verdim. Doktoramı bitirmeliyim artık. Daha sonunda olmam gerekirken başındayım ama n'apalım, nasip buymuş. Okuldan yazıyorum şu an. 1 saatlik yolculuktan sonra ve açlık krizi, tuvalet krizi derken buradayım. Ya ne zor karnında bir bebekle seyahat. Hava Allahtan güzeldi ve İstanbul'da vapur keyfi ise paha biçilmezdi. Şimdi dönelim bebeğime.

Oğluşumdan yediğim kafalar da ayrı tabi çok hareketli maşAllah devamlı oynuyor hele de sabah açsam kıpır kıpır. Evet hareket etmesi muhakkak ki insanın aklını başından alıyor. Onun orada canlı ve sağlıklı olduğunu bilmek mutluluk veriyor. Hele bir hareketsiz kalsın acabalar başlıyor insanın beyninde. Dün kafasını dışarı doğru iyice bastırınca elimle hissettim ve babamıza da söyledim o da elini koydu. Birazcık bastırınca feryat figan ya bir şey olursa çığlıkları, adamı pes ettirdim. Üzerine de oturup ağladım. E birazdan biraz fazla duygusallıklar ve saçma göz yaşları ile dolu oluyor insan. 

Bugün bir de yazı okudum çok hoşuma gitti. Umuyorum doğrudur:



Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vessellem buyurmuştur ki: 

'' Kadın, hamileliğin de, doğum yapıncaya , bebeği sütten kesilinceye kadar, Allah yolunda hudutlar da nöbet bekleyen mücahit gibidir ( daima öylece sevap alır durur). Eğer bunlar arasında ölüverirse ona şehit mükâfatı ve ecri vardır. '' 




'' Kadın hamile iken, bu onun için gündüz oruçlu, gece namazlı , rabbine gönülden teslim olmuş , mücahit
bir kimsenin ecir ve mükâfatı gibi mânen kazanç sağlayan bir durum hâsıl eder.'' 

'' Doğum ağrısı tuttuğunda, hiç bir mahluk onun ne kadar çok ecir ve mükâfat kazandığını hakkıyla idrak edemez. '' 


'' Çocuk doğunca bebeğin sütü her soruşun da veya her süt vermede anasına, bir can ihya etmişcesine sevap gelir.'' 

''Çocuk büyüyüp sütten kesilme zamanı gelince, vazifeli melek her iki omuzuna vurarak der ki : 

'' Hiç günahın kalmadı, pak oldun. Haydi hayata günahsız olarak yeniden başla..

Ee daha uzun söze gerek yok sanırım annelik kutsal bir meslek.