14 Eylül 2012 Cuma

Şans Kapıyı Çalınca...


Bugün güzel gelişmeler var. Uzun zamandır çalışmayan ama çalışıp para kazanmaya alışmış bir insan olarak (hele de bir bebek beklerken) çok güzel bir gelişme oldu. Bağlı olduğum oda bir çeviri işi yapacakmış toplu bir mail attılar ve ben de gönüllü oldum. 10 gün verdiler bana, ufak da bir ücret karşılığında yapılacak bir çeviri. Güzel oldu Allah bir kapıyı kapattı mı başka kapılar da açıyor işte :) Zaten Allah'tan umup beklediğin zaman hep birşeyler oluyor. Dualarınızı hala bekliyorum...

11 Eylül 2012 Salı

Püf noktası-1: Mutfağımda savaş var


Kelebekleri severim çok hem de pek çok severim. Şunun güzelliğine bakın. Doğada uçmaz adeta dans eder kanat çırpışlarıyla. Çiçeklerin üzerine takılmış mücevherlerdir adeta. Kocaman kanatlarını büyük bir azimle taşırlar. Renk renk desen desen mükemmel yaratıklardır. 

Bugünlerde bu sevdiğim yaratıkların bir türü ile başım dertte ne yazık ki. Bir evde olması gereken en son şey böceklerdir heralde, bu doğanın en güzel türünün en çirkini olan güveler olsa da. Allah'ın birini bu kadar yaratırken birini bu kadar çirkin yaratmış olmasının nedeni sanırım güvelerden evin temizlenmesi gereğidir diye düşünüyorum. Belki dans eden kelebekler gibi olsaydı güveler de evde onlara bakmak isteyebilirdik. 
Yaklaşık 2 aydır arada bu küçük kahverengi kelebeklerden evde, elbetteki evin mutfağında görüyordum. Rahatsız da oluyordum ama onları öldürmüyordum da. Ne de olsa ömürleri 1 gün :) elbette bilimsel bir gerçek değil. 

Benim mutfağımda var olan kelebek sayısı elbette gün geçtikçe arttı. Bu sıralar nereyi açsam uçuşan kelebekler var. Mutfakta bulunan kuru bakliyatları istila edip, hızla üreyip çoğalmaktalar ve gıda maddelerine zarar vermişler.Dün tüm erzak dolabını boşalttım ve kavanozları yıkadım. Güveli olanları attım. Ziyan zarar ama yapılabilecek bir şey yok. Onlarla daha fazla yaşayamazdım. Aslında cam kavanozlarda saklıyorum tüm gıdaları. Kapakları da sıkı sıkıya kapalı. Hava da almadıklarını düşünüyorum ama demek ki yeterli gelmedi. Aslında cam kavanozların kapaklarını kapatırken dönme yerleri var ya kozlarını hep oralara yapmışlar. Hepsini ayrıntılı olarak temizledim. Süpürgeyle tüm dolapların içerisini çektim ve ilaçladım. Bugün de Locklu ve biraz çamaşır sulu bir su hazırlayıp dolapları sileceğim. Umarım bu yaratıklardan kurtulmuşumdur. Rutubetli bir şehirde yaşamak inanın aşırı zor. Allah bana kolaylık versin ve benim gibilere elbette...

Benim erzak dolabımın son ve temiz hali bu :) Önümüzdeki günlerde konu hakkında bilgilendireceğim sizi. Bakalım güvelerden kurtulabildi mi? 

9 Eylül 2012 Pazar

16. Haftada Bebeğim ve Ben


Bebekle ilgili bu hafta araştırmalarıma ve duyularıma dayanarak şunları söyleyebilirim. Bebek için çok uzamak ve ağırlaşmak dışında bir gelişme olmayacak. Ama benim bu hafta ya da önümüzdeki 3 hafta içerisinde yaptırmam gereken bir kan testim var. 3'lü test denen bu test anne kanından alınan örnekte b-HCG, alfa feto protein (AFP), ve estriol (E3) denilen üç biyokimyasal maddenin ölçümü ile yapılır. Bir tanı testi değildir, ihtimaller doğrultusunda nöral tüp defekti ve down sendromu gibi bazı kromozomal anormalliklerin olasılığının hesaplanmasını içermektedir. 

Bu arada hamileliğin zor kısmını atlattım sanırım. Mide bulantısı, bazan kusma, halsizlik, uyku uyku durumu bitti. Ama iki haftadır bir baş ağrısı mevcut, şiddetli ve maalesef bir girdi mi 2-3 gün aralıksız süren bir cins. Allah'tan eşim bana gayet yardımcı, masaj yapıp ağrılarımı hafifletmeye çalışıyor. Masaj demişken önceden bebe yağı kullanıyordum masaj ve çatlaklar için, bunun yerine badem yağı, fındık yağı ve kayısı çekirdeği yağı kullanacağım artık. Elbette şu an oluşan bir çatlağım bulunmamakta. Buradaki elbettenin kaynağı hamileliğimin ilk evresinde 7 kilo vermiş olmam. Doktor bu aya kadar normal olabilir dedi hep, ama bu hafta vitamin hapı verdi. "Artık kilo almalısın." dedi. Bulantılar da bittiği için şimdilik 1 kilo aldım. Çok fazla kilo almak istemiyorum, ee sonra bu işin kiloları verme kısmı da var.

Doğumdan çok korktuğum için ve kilo vermemden kaynaklı sarkmaları engellemek için pilatese başladım. Kurs falan araştırdım ama kim uğraşacak dedim. Youtube ve aldığım iki plates dvdsi ile başladık işte. Çok zorlayıcı hareketler yok. Sırt ve bel ağrılarına da iyi geldiğini söyleyebilirim. Gün aşırı yapmak gerekiyormuş. Ben de istikrarlı bir şekilde devam ediyorum. Evde sıkılınca başlıyorum platese, sonrasında duş ve dinlenmede keyif oluyor elbette. Dvdlerimden birini de tanıtayım size belki de yakinen biliyorsunuzdur zaten. Ebru Şallı ile hamile platesi :) Kendisini çok sevmesem de Türkçe olarak çok seçenek yok, hareketleri diğerlerine göre daha çeşitli ve kendisi de çekimlerde hamile olduğu için insan daha fazla güveniyor yanlış birşeyler yapmaması konusunda. Elbette eleştireceğim bir yanı da var. Ebru şallının konuşmasındaki tek düzelik ve huşu içerisinde olmasının göstergesi olan ses tonu 1-2 izleyişten sonra dalga geçebileceğiniz kadar rahatsız edici oluyor. Bu hafta artık üşenmeyip, paraya da kıyarak bir plates topu almam gerekiyor. Birileri alsa da bana hediye etse ne güzel olurdu :)

16. haftaya devam edelim. Bu hafta kasık sancıları var maalesef. Bu da normal bir durummuş. Bebeğim sol tarafa doğru ayaklarını uzatmış olduğu için bazen ne kadar küçük olsa da ayaklarıyla yanlış bir yerlere bastırıyor diye dalga geçiyorum kendimle. Evet bebeğimin cinsiyeti hala belli değil. Çok namusludur benim yavrum. Bir şeyler almak istiyorum hatta anneannesi ve akrabalarımız da almak istiyor ama cinsiyetini göstermemekte ısrarcı. Umarım 20. haftada renkli ultrasonda belli olur da ben de herkes de huzura erer. Bu konu üzerine iki yakın arkadaşım iddiaya girdiler. Okan kız olduğunu hissediyorum diyor, Yasin ise yaptığı yüzük testi ile erkek olduğunu savunuyor. Birazdan yüzük testinden de bahsederim, merak edenler için. 300 liralık takım elbisesine girilen iddia sanırım Yasin ile eşi Ece'nin arasını açacak :) Benim de gönlümden kız geçiyor ne yalan söyleyeyim. Elbette öncelikle sağlıklı ve eksiksiz olsun.

Evet gelelim yüzük testine. Annenin göbeğine doğru bir alyansı ipin ucuna bağlayıp uzatıyoruz. Yüzük yuvarlak çizerse kız, sağa sola doğru gidip gelirse erkek. Yanlışsa düzeltsin bilen birileri. Yasin elime yaptı bunu, onun söylemesine göre bekar bile olsan kaç çocuğun olacak sırası ne çıkıyor. Ben onların yalancısıyım, inanmam asla... Uzun lafın kısası şimdilik bu kadar... 

Minik kelebeğim kozasını örmüş gelişiyor, evim tertemiz, sabaha yemeğim hazır, sütümü içip muzumu yedim. Artık dişlerimi fırçalayıp uyuma zamanı... Anne adayları aman dişlere dikkat...